4 Nisan 2012 Çarşamba

ıhlara vadisi



IHLARA VADİSİ

Aksaray, Hristiyanlığın daha ilk yıllarında önemli bir din merkezi olmuştur. Kayseri'li Basilus ve Nazianzos'lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4.yy. da burada yetişmişlerdir. Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir manastır hayatının kurallarını bunlar tespit etmişlerdir. Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur.
Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius'un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmiyorlardı. Bu yeni anlayışın yeri Belisırma idi.
Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek Hz. İsa'nın Tanrılığı tartışmasında İznik toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürdü. Böylece Hristiyanlık tarihinde öncü Gregorius'un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma, Ihlara ,Gelveri) Manastır ruhuna uygun, kayalara oyulan kiliseler topluluğu halinde geldi. Arap akınlarına karşı, Hasandağı'ndaki müdafaa kaleleri karşı koyunca bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirdiler. Ihlara Vadisi'ndeki kayalara oyulmuş bu freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak zamanımıza kadar gelmiştir.
Hristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskan yerleri 14 km. boyunca Ihlara'dan Selime'ye kadar devam eden "IHLARA VADİSİ" içerisinde yer alırlar.

Vadinin Oluşumu

Vadiye çok yakın Hasan Dağı ve çevresi, Neojen (Genç Tersiyer) ve IV. Zamanda oluşmuştur. Bu zamanda oluşan yükselmelere karşın havzalar oldukça düşük kalmıştır. Hasan Dağı volkanın püskürmesine neden olan tektonik hareketler sonunda çevre yüzeyini geniş bir volkanik tabaka kaplamıştır.
Aynı hareketler sırasında kalkerin basınç ve sıcaklık etkisiyle yarattığı kırık hattan fışkıran doğal sıcak suyu, Yaprakhisar ve Ihlara arasında bulunan Ziga Kaplıcaları'nda görebilirsiniz. Çevrenin yapısal karakterini derinden etkileyen volkanik püskürme sonucu oluşan tüf taşları, rüzgâr, erozyon ve diğer doğa etkenleri ile aşınmış, Selime ve Yaprakhisar'da karşınıza çıkan değişik görünüm ve renklerde Peri Bacaları'nı yaratmıştır. Tektonik hareketler, bazı yerlerde yumuşak tüfün, bazı yerlerde gri, yeşil ve kahverengi tonlarının hâkim olduğu ve iri tanelerle ufalanan kayaların kapladığı alanları çöküntüye uğratmıştır. Ihlara Vadisi boyunca ilerleyen Melendiz Çayı da bu tür çökmenin sonucu oluşan kanyon vadinin tabanını oyarak daha büyük bir derinlik kazanmıştır.
Yer yer 100 veya 120 metre derinliğe varan vadiyi ikiye bölerek akan Melendiz Çayı (ilk çağlarda bu ırmağa Kapadokya ırmağı anlamına gelen Potamas Kapadokus denilirdi Aksaray yakınlarında Uluırmak adını alarak Tuz Gölü'ne ulaşır. Doğa, insan, tarih ve sanat olgusunu bu denli bir araya getirebilen ve bu gerçeği ancak kendisine yaklaştığımız zaman simgeleyen Ihlara Vadisi sakladığı bu sırrı kendisiyle beraber olduğunuzda açıklayacaktır sizlere.


Ihlara Vadisi
Aksaray İli, Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası’nda ve Hasan Dağı’nın Kuzeydoğusundadır. Aksaray’a 40 km, Güzelyurt ise 7 km mesafededir. Rüzgarın esip esipte arada dinlendiği, Melendiz suyunun ise derin ve sessiz dik yamaçlı bir vadinin ortasından akarak, “Dönerek Akan Suyun Halkı”na “Peristrama” adını verdiği Ihlara Vadisi, İlk Hristiyanların vadi yamaçlarında oluşan tüfleri oyarak, kilise ve manastır yaptıkları mekanlar, Melendiz Nehrinin sularıyla bütünleşerek doğa harikası oluştururlar. Bu doğal güzellikleri Vadiye gelen ziyaretçilerin iniş ve çıkışlarını sağlayan toplam 382 basamaktan oluşan merdiven bulunmaktadır.
Eski adı “PERİSTREMMA” olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi’ni, Melendiz Çayı (Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağı), baştan başa kat etmektedir. Irmak, Ihlara Kasabası’ndan başlayarak, yer yer kanyonu 100–120m derinlikte yararak, Kuzeybatı istikametinde Selime Kasabası, Yaprakhisar ve Belisırma Köyleri’nin ve Ziga Kaplıcası’nın bulunduğu geniş vadiye ve oradan Tuz Gölüne yönelir. Ihlara Vadisi’nin doğal oluşumu, korunaklı yapısı, burayı Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmaktadır. Vadide yer alan, banisi (yaptıranı) belli olan kiliseler, bilim dünyası için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü vadide yer alan kiliselerin kesin tarihlendirilmesi oldukça güçtür. Kapalı Yunan Haçı ve serbest haç planlı, tek ve çift nefli kaya oyma kiliseler, Vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer alarak, ortadan akan Melendiz nehrinin sularıyla bütünleşir. Vadi, doğal yapısı itibarıyla, IV. yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva yeri olarak kullanılmıştır. Hıristiyan dini, farklı dilleri konuşan insanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Okuma yazma oranının düşük olması, Latinceyi az kişinin bilmesi, dinin yayılmasını zorlaştırmıştır. Bu nedenle dini yaymak için kiliselerde, İsa’nın hayatı, İncil’deki konular, din büyükleri ve onlarla ilgili olaylar resimlerle anlatılmaya başlanmıştır.
Vadi de yer alan freskli kiliselerde (Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı gibi) İsa’nın Doğumu, Meryem’e Müjde, Ziyaret, Mısır’a Kaçış, Son Akşam Yemeği gibi sahneleri görmek mümkündür. Vadide yer alan Selime Kasabası ve Yaprakhisar Köyü’nde de önemli kiliseler bulunmaktadır. Selime Kalesi, Derviş Akın Kilisesi, Doğan Yuvası Kilisesi gibi. Ihlara Vadisi, Aksaray’ın yerli ve yabancı turist çeken en önemli doğal ve tarihi yerleşimidir.
 

    1 yorum: